

Nihayet okullar açılıyor. 2022/2023 eğitim öğretim yılının başlamasıyla 20 milyona yakın öğrenci ve 1 milyon 200 bin kadar öğretmen 12 Eylül pazartesi günü ders başı yapacak. Ana sınıfı ve 1.sınıftaki öğrenciler okula uyum-eğitim için 1 hafta önceden okula başladı. Üstelik başka şehirlere çalışmaya giden mevsimlik işçilerin çocuklarının okula devam edemediği bir zamanda. Ne yazık bu sorun her yıl yaşanmaktadır.
Okulların açılmasıyla birlikte ekonomik olarak aileleri zorlayan bir süreç başladı, özellikle, kırtasiye malzemelerinde geçen yıla göre 3-4 kat fiyat artışı görülmüştür . Kâğıda gelen fahiş zamlarla defter ve kitap fiyatları çok artmıştır . Geçen yıl ilkokul 1.sınıfa başlayan bir öğrencinin kılık, kıyafet vr kırtasiye masrafı 1000-1500 TL. İken, Bu yıl 2500-3000 TL’yi bulmuştur, 2-3 çocuğu olan ve bunlardan bir kısmi ortaokula veya liseye giden ailelerin masrafı 10000 TL’yi geçecektir. Servis ücretleri büyük oranda artmıştır. Aileler Bu hayat pahalılığında bunları karşılamaya çalışırken , kredi kartıyla borçlanarak, yine bankalara mahkum edilecek .
Aileler çocuklarının kılık kıyafet ve kırtasiye malzemelerini almaya çalışırken, okullarda okul yönetimi tarafından öğrenci kayıtlarında alınan kayıt parası ya da bağış adı altında alınan paralar her yıl olduğu gibi bu yıl da bir süre gündemde olacağa benziyor. Tek tip kıyafet dayatması yine devam edecektir. Okullarda bulunan kantinlerde zaman tarihi geçmiş yiyeceklerin önüne geçilmesi için, sık sık ve ciddi bir denetim yapılmalı , temizliğe, sağlığa uygunluğu ve fiyatlara dikkat edilmelidir.
Okul yöneticileri , velilerden aldıkları bu paralarla, yine okul aile birliğinin düzenlediği kermeslerden elde ettikleri gelirlerle öğretmen odasının düzenlenmesi, okulun ve sınıfın tüm temizlik hizmetleri, temizlik malzemeleri, sınıflardaki perde, klima ve klimaların bakım ve onarımlarını vb. yapmaktadırlar. Lavabolardaki sabun ve peçeteler, sınıflardaki ihtiyaç duyulan malzemeler, tamir ve tadilatları yine bu paralarla karşılanmaktadır.
Anayasada ilköğretimin zorunlu ve parasız olduğu yazılıdır. Yönetmeliklerde velilerden para toplamayla ilgili bir karar yoktur . Velilerin gönüllü olarak bağışta bulunması dışında, Velilerden hiç bir ad altında para alınması yasaktır. Bu konuda MEB tarafından okullara gönderilen genelgelerde para toplanmaması konusunda uyarılara rağmen, okul yöneticilerinin çoğu bildikleri gibi davranmaya devam ederek yine de para topluyorlar, Zaten bu yapılanlar da eğitimin paralı hale getirilmesi için yapılan bir ön çalışmadır. Bir süre sonra Parasız eğitimin yerini, tamamen paralı olan bir eğitim alacaktır. Amaç tüm okulların özelleştirilmesidir.
Diğer taraftan KYK yurtlarına giremeyen üniversite öğrencileri, yeme içme, barınma, ulaşım sorunlarıyla karşı karşıyadır, ev kiralarının çok yüksek olması nedeniyle, bir çok öğrenci belki de okuluna gidemeyecek, eğitimine devam edemeyecektir. Bunları çözmek iktidarın görevidir.
Okul sayısına gelince, MEB verilerine göre 2021-2022 Türkiye’de 53.620 resmi okul, 13.501 özel okul vardır. Gelişmiş ülkelerde özel okul sayısı çok azdır, örneğin Dünyanın en iyi eğitimine sahip olan Finlandiya’da özel okul yoktur. Öğrenciler günde 4 saat ders yapıyor, sınav yapılmıyor. Çünkü okul iş yeri değildir, okul fabrika değildir, okul bir şirket değildir, orada para kazanılmaz, orada meta üretilmez, orası bir eğitim ve öğretim yuvasıdır, sadece bilgi üretilir.
AKP 20 Yıllık iktidarında bugüne kadar 8 Milli Eğitim Bakanı değişmiştir, her gelen bakan bir öncekinin yaptıklarını, yapacaklarını rafa kaldırarak kendine göre bir eğitim modeli ortaya koymuştur. Eğitim, yaz-boz tahtasına dönmüştür, eğitim sisteminin sık sık değiştirilmesi başarıyı engellemiştir. bunu sonucunda sıkıntıyı öğretmen, öğrenci ve aileleri yaşamaktadır. Sağlıklı başarılı bir eğitim sistemi ortaya konmamıştır, öğrencilerin başarısını olumsuz etkilemiştir. Milli Eğitim Bakanlığında, Sayıştay raporuna göre MEB’de 138 bin öğretmen açığı vardır, en çok açık 20 bin civarındaki sayı ile rehber öğretmen kadrosudur. Bu öğretmen açığı 86 bin ücretli öğretmenle karşılanmaya çalışılmaktadır. ek ders karşılığı çalışan ücretli öğretmenler, düşük ücret aldıklarından dolayı geçim sıkıntısı içindedir .İktidar tarafından Her yere büyük paralar harcanarak israf edilirken, binlerce öğretmen adayı, yıllardır atama beklemektedir. MEB verilerine göre 377 bin, EĞİTİM-SEN verilerine göre ise 460 bin işsiz öğretmen adayı atama beklemektedir. Kadrolu öğretmen atamalarının çok düşük tutulması, bütçenin bunu karşılayamamasını gerekçe göstermek acizliktir. Bunlara iş vermek devletin görevidir.
Her yıl sorunlarla eğitime öğretime başlayan öğretmenler, iktidar yanlısı yöneticilerin sürekli baskısıyla karşı karşıya kalmıştır. Okul yöneticilerinin bir çoğu , öğretmenler arasında ayrımcılık yaparken, AKP iktidara geldiğinden beri, öğretmenleri bölmek için her çabayı göstermiştir. Bu nedenle çok sayıda sendika kurulmuştur. Örgütlü olmanın bilincinde olan öğretmenlerin çoğu, öğretmenin temel özlük sorunlarını ve demokratik taleplerini her platformda dile getiren, savunan EĞİTİM-SEN , üye sayısı en çok olan sendika iken, bu çoğunluğu yitirerek sağcı AKP yanlısı olan Eğitim bir-sen’e kaptırmıştır, Yıllardır EĞİTİM-SEN üyelerine , baskı yapılarak, sürgünle tehdit edilerek bu sendikadan ayrılmaları, iktidar yanlısı olan EĞİTİM BİR-SEN’e geçmeleri için çaba gösterilmiştir.
31 mayıs 2022 tarihi itibariyle eğitim sendikalarının MEB’deki güncel üye sayısı şöyledir:
EĞİTİM BİR- SEN:390.439
TÜRK EĞİTİM-SEN:223.019
EĞİTİM-İŞ:74.488
EĞİTİM-SEN:72.374
TEÇ-SEN:9.565
HURRIYETCI EĞITIM-SEN:4.786
EĞİTİM GÜCÜ-SEN: 4.721
Yapılan okul yöneticileri sınavlarında ,okul müdürleri, formalite mülakatlar yapılarak büyük çoğunluğu EĞİTİM BİR- SEN üyesi öğretmenlerden alınmıştır, yardımcılarını yine aynı şekilde seçmişlerdir . Milli Eğitim Bakanlığında yöneticilik yapanların sayısı 81 bini geçmiştir. Bunlarda 55 bin kadarı iktidar yanlısı olan EĞİTİM-BİR-SEN üyesidir. 7509 yönetici ise EĞİTİM-SEN üyesidir. Bu nedenle öğretmen ve yönetici alımlarında mülakat kaldırılmalıdır. Mülakatın olduğu yerde adalet olmaz.
MEB’de görev yapan okul müdürlerinin sayısı 29.050 kişidir. Bunların sendikal dağılımı şöyledir:
EĞİTİM BİR-SEN’e üye olan okul müdürü sayısı :21.482 kişidir.
TÜRK EĞİTİM-SEN’e üye olan okul müdürü sayısı:2 .634 kişidir.
EĞİTİM- SEN’e üye olan okul müdürü sayısı:822 kişidir.
EĞİTİM-ÏŞ’e üye olan okul müdürü sayısı:235 kişidir.
ANADOLU EĞİTİM-SEN’e üye olan okul müdürü sayısı:7 kişidir.
EKSEN ‘e üye olan okul müdürü sayısı: 12 kişidir.
ÖZGÜR EĞİTİM-SEN’e üye olan okul müdürü sayısı:22 kişidir.
METE-SEN” üye olan okul müdürü sayısı “12 kişidir.
Hiç bir sendikaya üye olmayan okul müdürü sayısı ise:3802 kişidir.
. Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi okul müdürlerinin çoğu AKP yanlısı sendika üyesidir. Adam kayırmacılığın , partizanlığın yapıldığı bu iktidar döneminde, öğretmenlerden istenilen başarıyı beklemek gerçekten çok zor Çünkü, liyakatsiz, eğitimsiz, deneyimsiz kişilerin yönetici olduğu bir yerde, tarafsız bir yönetim, başarılı bir eğitim beklemek olanaksızdır. Yine de her şeye rağmen öğretmenler, ellerinden geldiği kadar, çalışarak fedakarlık yaparak öğrencilere yararlı olmanın çabası içindedirler.
Tüm öğretmenlere eşit davranmayan, demokrat, ilerici öğretmenlerle sürekli uğraşan, onların kılık kıyafetlerine , hatta okudukları kitap ve gazetelere bile karışan , kayırmacılık yapan bir yönetimde, öğretmenden başarı beklemek zordur, öğretmene etkileyen bu olumsuzluk, dolayısıyla da öğrencilerin başarı durumlarına da yansımıştır .
Şimdi de 19 KASIM 2022 de UZMANLIK VE BAŞÖĞRETMENLİK yazılı sınavı yapılacaktır. Bu uygulama, sendikalaşmada olduğu gibi , yine onları bölmeye, huzursuzluk çıkarmaya yöneliktir. Öğretmenler arasındaki birliği dayanışmayı bozarak ikilik yaratmaktır. Amaç öğretmeni, öğretmene kırdırmaktır. Bunların sonunda olan yine öğrencilere olacaktır.
SONUÇ:
Öğretmenlik, doğruluk ,dürüstlük, fedakârlık, güvenirlik, adil ve hoşgörülü olmayı, demokratik bir düşünceye sahip olmayı isteyen , insanlara sevgi ve saygıyı bünyesinde barındıran kutsal bir meslektir. İktidarların görevi, Öğretmeni koruyup kollamak, onun ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimleri için çalışmak, özlük haklarını iyileştirmek, toplum içinde saygın olması için gereken değeri vermek, kendisini geliştirmesi için gerekli ortamı sağlamak, onlara adil davranmaktır.
Yeni eğitim ve öğretim yılının ülkemize, öğretmenlere, öğrencilere, anne ve babalara hayırlı olması dileğiyle. . .
İZZET KIRMIZI
9 Eylül 2022