CHP, Türkiye Varlık Fonu tarafından yeniden kamulaştırılması planlanan Türk Telekom için TBMM’de araştırma komisyonu kurulmasını istedi. Özelleştirme sürecinden sonra kamulaştırmanın da millete bir fatura çıkaracağı vurgulanan önergede, “Varlık Fonu, Türk Telekom’un yüzde 55 hissesini alabilmek için bu hisselere sahip bankalarla kredi pazarlığı yapmaktadır. Bu da Türk Telekom özelleştirmesinden sonra kamulaştırılmasının da millete bir fatura çıkaracağının işaretidir. Millete bir fatura yüklenecekse, öncelikle bu konu TBMM’de ele alınmalıdır” denildi.
CHP, Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç’un imzasıyla, Türkiye Varlık Fonu tarafından yeniden kamulaştırılması planlanan Türk Telekom için araştırma önergesi hazırlanarak TBMM’ye sunuldu. Önergenin gerekçesinde şu görüşlere yer verildi:
“Türkiye’nin iletişim altyapısının temel kurumu olan Türk Telekom’un yüzde 55 hissesi 2005 yılında Hariri Ailesi’ne ait Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’ye satılmıştır. Ojer Telekom, 2007 yılında Türk Telekom hisselerini rehin vererek, bankalardan aldığı 3.5 milyar dolar kredi ile Hazine’ye olan ödemelerini gerçekleştirmiş, ancak 10 yıl boyunca kredi taksitlerini ödemek yerine Türk Telekom üzerinden elde ettiği gelirin tamamını götürmeyi seçmiştir. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından hazırlanan rapora göre; Ojer Telekom, 2006-2015 döneminde Türk Telekom üzerinden 5.7 milyar dolar kar elde ederek, bu geliri Türkiye’den kaçırmıştır. Yıllarca yeniden yapılandırılan borçlar, Ojer Telekom’un Türkiye’yi terk etmesiyle bankaların sırtına kalmıştır. Kamu adına Türk Telekom’un yönetimine getirilen Yiğit Bulut, Efkan Ala, İsmet Yılmaz, İbrahim Şahin, Süleyman Karaman, Fahri Kasırga, Fuat Oktay, İbrahim Eren, Habip Soluk gibi isimler, süreci izlemekle yetinmiş, denetim görevlerini yerine getirmemiştir.
“TAŞINMAZLAR SATILDI”
Ojer Telekom’un yönetimde olduğu dönemde, yüksek kar hedefine yönelik olarak personel kıyımı yapılmış, Türk Telekom’un personel sayısı 75 binden 31 bine kadar gerilemiştir. İmtiyaz sözleşmesine aykırı olarak, Türk Telekom’un taşınmazlarının satışına izin verilmiş, hukuki itirazlara rağmen satışlar durdurulmamış; nerede, hangi bedelle, ne kadar taşınmazın satıldığına ilişkin sorular yanıtsız bırakılmış; bu bilgiler halktan kaçırılmıştır.
Ojer Telekom’un iletişim altyapısına gerekli yatırımların yapılması noktasında da yetersiz kaldığı bilinmektedir. Özellikle Türkiye fiber altyapıda gerekli atılımı gerçekleştirememiş, halkımız için ucuz ve hızlı internete erişim mümkün olamamıştır. Bugün Türkiye, mobil internet indirme hızı ortalamasında 138 ülke arasında 55’inci, geniş bant internet sıralamasında ise 91’inci sıradadır.
“ALTYAPI KAR HIRSINA KURBAN”
Türk Telekom, 2020 faaliyet raporuna ‘Türkiye’nin fiber dönüşümüne öncülük ederek ülkenin tamamında yüksek kalitede ve hızda internet erişimi sağlamak’ hedefi koyarken, Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü’nün Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı ‘…TÜRK TELEKOM’un özellikle fiber altyapıdaki dominant pozisyonu nedeniyle orada hâkim bir durum var ve bankalar -sizin de belirttiğiniz gibi- 2026’da imtiyazın bir kısmı, faaliyetlerin önemli bir kısmını içeren bu imtiyaz biteceği için de kendi bakış açıları açısından bu yatırımı yapmayı mantıklı bulmadıkları için devamlı TÜRK TELEKOM sektöründe aslında o hepimizin eleştiri ya da şikâyet etmek durumunda kaldığı -internet yavaşlığı olsun, diğer konular olsun-durumu ortaya çıkıyor!’ şeklindeki açıklama; bu hedefin kağıt üzerinde kaldığının ve gerekli yatırımların yapılmadığının itirafı niteliğindedir. Bu açıklama; aynı zamanda Türk Telekom özelleştirme sürecinin, Türkiye’nin internet altyapısı açısından ‘kaçırılmış fırsat dönemi’ olduğunun bir başka ifadesidir.
“KAMU SEYRETTİ BATIK TAKİBE ALINMADI”
Öte yandan, süreci yakından takip etmesi gereken kamu otoritesi, imtiyaz sözleşmesine aykırı işlemlere seyirci kalmış; zaman zaman Ojer Telekom lehine düzenlemeler yapmış, ayrıca birçok noktada da hukukun çiğnenmesine göz yummuştur. Ojer Telekom, kar akışını sürdürmek amacıyla mevcut borçlarının yeniden yapılandırılması ve vade uzatımı için 2013’te yeniden 4.7 milyar dolar kredi kullanırken, Eylül 2016’dan itibaren kredilerini ödeyemez duruma gelmiş, temerrüde düşmüş ancak bankalar takip işlemi yapmamıştır. O dönemde takip işleminin BDDK tarafından engellendiği kamuoyuna yansımıştır.
Türk Telekom özelleştirmesi kapsamında imtiyaz sözleşmesinin süresi, 2026 yılında dolacaktır. Bugün için Türk Telekom’un özelleştirilen yüzde 55 hissesinin değeri yaklaşık 1.5 milyar dolar düzeyindedir. Ancak bankaların alacaklarının bunun üzerinde olduğu bilinmektedir.
“KAMULAŞTIRMANIN FATURASI MİLLETE”
Türk Telekom’u devraldıktan sonra, borcu borçla döndürerek, kurumdan 5.7 milyar dolar gelir elde eden Hariri Ailesi, Aralık 2018’de yönetimden ayrılırken, Türk Telekom’daki yüzde 55 hissesi de ödenmeyen milyarlarca dolarlık kredilerin karşılığı olarak bankalara geçmiştir. Bankalar asıl faaliyet alanları olmamasına karşın Türk Telekom’a özel uygulama ile şirket kurarak, AKP iktidarıyla birlikte 3 yıldır Türk Telekom’u işletmektedir. Bugün Varlık Fonu’nun Türk Telekom’u yeniden kamulaştırmak için harekete geçmiştir ve kamuoyuna yansıyan haberlere göre, Varlık Fonu, Türk Telekom’un yüzde 55 hissesini alabilmek için bu hisselere sahip bankalarla kredi pazarlığı yapmaktadır. Bu da Türk Telekom özelleştirmesinden sonra kamulaştırılmasının da millete bir fatura çıkaracağının işaretidir. Millete bir fatura yüklenecekse, öncelikle bu konu TBMM’de ele alınmalıdır.
“17 YILLIK FATURA ARAŞTIRILMALI”
Bu nedenlerle; Varlık Fonu tarafından yeniden kamulaştırılması planlanan Türk Telekom’un özelleştirildiği 2005 yılından bugüne kadar geçen 17 yıllık zamanda, hem iletişim altyapısı hem de mali olarak ortaya çıkan kamu zararının boyutlarının incelenmesi, yönetici olarak atanan kamu görevlilerinin sorumluluklarının ortaya konulması, yeniden kamulaştırmanın milletin sırtına yükleyeceği faturanın ve alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılması gerekli görülmektedir.”
(anka)