Karahantepe’da devam eden kazılarda, bir taş plağın üzerinde yaban eşeği figürü ortaya çıktı.
Şanlıurfa’daki Taş Tepeler Projesinin önemli ayaklarından biri olan Karahantepe’deki kazı çalışmaları devam ediyor.
Yürütülen kazı çalışmalarında bir konut yapısı içerisinde, taş üzerine çizilmiş hareketli bir yaban eşeği figürü bulundu. Bulunan yeni figürle ilgili TRT Haber’e konuşan Karahantepe Kazısı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, sembolün bulunmasının kendileri açısından önemli bir kanıt oluşturduğunu kaydetti.
Yaban eşeğinin o dönemde yaşayanlar için tüketilen hayvanlar arasında bulunabileceğini dile getiren Karul, “2024 yılında daha önce Karantepe’de ortaya çıkardığımız bu kamusal yapıların etrafında, içerisinde günlük kullanım eşyaları olan kulübelere odaklanmış durumdayız. Bunların bir tanesinin içerisinde tabana ulaştığımız seviyede, zemine taş döşeli yassı taşlar olduğunu ve bir şeylerin ezildiğini fark ettik. Zemine döşenen ve içlerinde bir takım oyuklara sahip fanus biçimde yine el taşı ezme içinde kullanılan aletle karşılaştık. Yine bu döşeme üzerinde hareketli bir eşek figürü olan bir plaka bulduk.” ifadelerini kullandı.
TÜKETİLEN HAYVANLAR ARASINDA YER ALIYOR
Genelde hayvanlara iki kategoride karşılaştıklarını dile getiren Karul, bulunan yaban eşeğinin kendileri için önemli bir kanıt oluşturduğunu aktardı.
Yaban eşeğinin tüketilen hayvanlar arasında olduğunu belirten Karul, “Hayvan ikonografisi bu dönem için çok tanımlayıcı, çok belirleyici unsur. Genelde biz hayvanlara iki kategoride karşılaşıyoruz. Onlardan biri ürkütücü halde betimlenmiş hayvanlar, diğeri de insanların tükettikleri, çevrelerinde bulunan bir takım anlamlar yükledikleri hayvanlar olduğunu görüyoruz. Bunların arasında kuşlar, yılanlar, yaban eşeği, koyunlar gibi hayvanlar yer alıyor. Bunları tükettiklerine ilişkin kanatlarımız var. Yaban eşeği de tüketilen hayvanlardan bir tanesi. Bu taş plaka üzerinde yine hareket halinde perspektif olarak oldukça güçlü bir betimle karşılaştık. Aynı mekan içerisinde öğütme taşlarının yanı sıra öyle sembolik öğelerinin olması, dikili taşların olması günlük yaşamın sürdüğü mekanlarda sembolik öğelerin taşınması bizim için önemli bir kanıt oluşturuyor” ifadelerini kullandı.